Karagöz Balığı Avı ve Teknikleri
KARAGÖZ BALIKLARI
Karagöz Balığı (Diplodus vulgaris)
Yurdumuzun tüm denizlerinde yaşayan karagöz balığı, ılıman denizlere özgü bir
balıktır. Karadeniz'de de bulunmakla beraber sayıca Marmara ve Akdeniz'de
olduğundan daha azdır. Türkçe'de bazen tahta balığı, çırpıntı, karakulak ama
daha çok karagöz olarak tanınırken diğer dillerde blacktail bream, twoband
bream (İng.), avlias, kampanas, kakarelos (Yun.), sargo mojarra (İsp.), sparus
negro (Rom.), amarel (Pol.) adları ile rastlanır.
Vücudu yüksek sırt profili ve yanlardan basık olması nedeni ile neredeyse yuvarlak
disk görünüşlüdür. Tüm vücudu iyi intibak etmiş iri pullarla kaplıdır. Sırt
yüzgeci sert, uzun ve tek parçadır. Ön tarafında batıcı dikenler vardır ama
bunlar izmarit balığındaki kadar tehlikeli değildir. Yan yüzgeçleri oldukça
uzun, anal yüzgeci de sırt gibi tek parça ve kuyruğa kadar uzanır. Kuyruk
yüzgeci yumuşak ve iyi gelişmiştir. Yüzgeçlerinin rengi esmerdir. Yüksek sırt
profilli tüm balıklarda olduğu gibi gelişmiş yüzgeçlerinin de avantajı ile çok
hareketli ve yüksek manevra kabiliyetli bir balıktır. Bu özellik üyesi olduğu
sparidae familyasının tüm balıklarında görülür. Biri başının hemen gerisinde
biri de kuyruk yüzgeç boğumunun üzerinde olmak üzere iki siyah bant
karakteristik özelliği olarak balığı tanıtır, kuyruk boğumunda ikinci bantla birleşmiş
siyah bir benek buluınur. Rengi sırtında esmerce yanları biraz daha açık karnı
beyazdır. Sırtından kuyruğa doğru bir kaç tane parlak gümüşi hat uzanır. Başı
ufakça, gözleri normal büyüklüktedir. Ağzı küçük fakat çeneleri çok
kuvvetlidir. Tüm çeneleri batıcı konik ve öğütücü sert dişlerle kaplıdır. Bu
dişler kesici olmadığından takımı kesemese de olta iğnelerini açabilir hatta
kırabilir. Özellikle ön dişleri koyun dişi gibi görünür. Bu dişlere sahip
karagöz midye gibi kabuklu yumuşakçaları kırıp açabilir, kayaların üstelerini
kazıyıp ekmeğini taştan çıkartabilir. Bu arada bitkilerle de beslenir. Küçük
balıkları yediği de olur. Kışları 160 metreye kadar derinler çekilirken yazları
kıyılara yanaşır genellikle de 50 metreden az derinliklerde rastlanır. Zaman
zaman özellikle sert akıntılı anaforlu kayalıklarda yemlenirken su yüzüne çok
yaklaşarak görüntü verdiği de sık sık olur.
Yavruları dibi yosunlu veya kumlu kıyılarda görmek mümkündür. Yüzme keseleri
vardır. Yerel balıklardandır yani göç etmezler yaşamlarını doğdukları denizde
tamamlarlar. Hermafrodit özellikler gösterir, yani bir müddet sonra cinsiyet
değiştirebilir. Üremeleri yurdumuzda suların ısınmasına bağlı olarak
nisan-temmuz bazen de ağustos ayları arasındadır. Yumurtalar açık suya dökülür.
Genelde sürüler halinde bulunurlar. 45cm boya, 1,5 kilo ağırlığa erişirlerse de
sık rastlanan ortalama boy 15-25cm arası, yarım kilo civarında ağırlıktır.
Karagöz balıklarının 10-12 yıl yaşadıkları sanılmaktadır.
Karagöz balığının yurdumuz sularında hayat hikayesi aynı olan üç farklı türü
daha mevcuttur. Bu türler de karagöz ile aynı yaşam hikayesine sahiptir ve
genelde birlikte yaşarlar. Bu balıkları da kısaca tanımakta yarar vardır.
Baltabaş Karagöz (Diplodus sargus)
Bilimsel adı Diplodus sargus sargus'tur. Dilimizde karagöz ile aynı isimlerle
veya akkaragöz, sargos (sargoz) olarak tanınır. Yabancı kaynaklarda white
seabream (İng.), sarago magiorre (İtl.), sargos, sargys (yun.), sargo (İsp.)
isimleri ile bulmak mümkündür. Yaşam hikayesi karagöz ile aynıdır. Karagözde
bulunan iki bant yerine sargosta solungaç kapağının hemen arkasından kuyruğa
kadar 6-7 adet daha ince bant yukarıdan aşağı vücuduna dik olarak uzanır. Bu
biz amatörler için en iyi ayırıcı özelliktir. Çeneleri aynı kuvvete sahipse de
dişleri ufak tefek farklılıklar taşır ama bu farkı aramak amatör işi değildir.
Kuyruk boğumunda siyah bir leke bulunur.
Sivriburun Karagöz (Diplodus puntazzo)
Bilimsel adı Diplodus puntazzo'dur. Yurdumuzda karagöz ile aynı isimlerle veya
sivriburun karagöz olarak bilinir. Yabancı kaynaklarda sharpsnout seabream
(İng., ABD), mytaki (Yun.), sarago pizutta (İtl.) isimleri ile adlandırılır.
Yaşam hikayesi karagöz ile aynıdır. Renk ve desen olarak sargosa çok benzer en
belirgin farkı sanki bir öpücük almak istercesine ileri doğru uzamış
dudaklarıdır. Buna dikkat edildi mi balık tanınabilir. İlk iki türe göre
nispeten daha iri bir balıktır 60cm boya ulaşabilirler 2kg civarında olanları
vardır.
Çizgili Karagöz (Diplodus cervinus)
Yurdumuz sularında diğer türlere oranla daha seyrek rastlanan bir karagöz tür
çizgili karagözdür, kınalı sargos olarakta bilinir. Bilimsel kaynaklarda ismi
çizgili mercan olarak geçmektedir. Bilimsel adı Diplodus cervinus cervinus'tur.
Zebra seabream (İng.), sparos zebrat (Rom.), zebrabrasse (Alm.), zevrosparos
(Yun.) yabancı dillerdeki isimleridir. Yaşam özellikleri olarak diğer türlerle
aynı karakterdedir. Renkleri aynı olsa da desen olarak vücudunda bulunan 6-7
adet bant diğer türlerde olduğundan oldukça kalındır. İlk göze çarpan bu ayırt
edici özellikle balık diğerlerinden ayrılır. Yapı olarak da daha iridir. 2-2,5
kiloluklarına rastlanır. Boyu 55-60 santime kadar büyür.
Nerelerde Bulunur
Karagöz balığı genelde taşlık kayalık, akıntılı yerleri,
balıkçı barınağı, mendirek gibi yerleri oluşturan kaya dolgulu bölgelerde,
batıklar dip mağaraları ve civarı gibi yerlerde yaşarlar. Bunula birlikte
kırmalık, kumluk yerlerde de sıkça görülürler. Yine de kumluk alanlarda
rastgele rastlanan karagöze bu tür bir yerde takım yapıp avlanmayı denemek büyük
bir şans olmaz ise boşa olta sallamaktır. Kayalıkların eteklerindeki
kırmalıkları, akıntı altında kalan kısımları karagöz avı için ideal yerlerdir.
Derinlik yaz aylarında o kadar büyük önem taşımaz 8-10m sığlıklardan 40m'ye
kadar karagöze rastlanır. Hatta çoğu zaman sert akıntı altında kalan yüksek
kayaların oluşturduğu anaforlu bölgelerin civarında su yüzüne yakın görüntü
verirler.
Yukarıda tanıtımı yapılan karagöz türlerine bu tür alanlarda sürüler halinde
veya tek tek rastlanabilir. Bir kaç türün bir arada bulunduğu sık sık görülür.
Avcılığı
Karagöz avı yemli avcılık türündendir, yapay yemlerle
karagöz yakalanmaz (silikon yemler ve tesadüfler dışında). Karagöz için
kullanılan yemlere gelince; midye eti karagöz balığının en sevdiği yemdir.
Bunun dışında karagöze karides, teke veya bunların ayıklanmış eti, ufak
çağanoz, sülünez, bataklık yerlerden toplanan deniz solucanları (kurtlar), kum
kurtları yem olarak kullanılır. Karagöz akyeme de vurur istavrit, sardalya,
hamsi gibi akyem olmaya elverişli balıklardan kesilen yaprak, baklava, lokma
veya sülük yem karagöz takımlarında kullanılır.
Karagöz ürkek ve kurnaz bir balıktır. Huylandığı anda yemi bırakır gider. Yemi
bulduğunda takım ne olursa olsun önce ağzına alır, yoklar, geveler olta elde
tutuluyor ise tıkırtıları hissedilir. Bu anda biraz beklemeli yemi yemesi
sağlanmalıdır. İlk anda olta tasmalanırsa balık henüz ağız boşluğunda olmayan
iğneyi atar kurtulur. Balığın yemi yuttuğundan emin olunca da tasmalanarak
iğnenin sert olan damağına iyice oturması sağlanmalıdır.
Karagöz, mercan, çipura gibi balıkların kesici dişleri olmamakla beraber eğer
misina veya iğne bağı balığın dişleri arasına düşerse oldukça hırpalanır. Bu
durumlara dikkat etmeli, hırpalanma görülür ise köstek yenilenmelidir. Yoksa
oltaya gelecek iri bir balık daha önce yakalanan akrabalarının zayıflattığı
köstek veya bedeni koparıp sizi üzecektir.
Karagöz avı aşağıdaki yöntemlerle yapılır:
1. Köstekli takım
2. Pirçol zokalı takım
3. Serbest beden
4. Yeldirme
5. Savurma dip takımı
6. Şamandıralı takımlar
Köstekli Takım
Klasik üç köstekli sarkıtma takımdır. Bu takım ile nispeten soğuk günler veya
kışın avlanılır. Suların akıntısız ve derince olması gerekir. Köstekli takıma
genelde büyük balık çıkmaz, daha çok küçük veya orta boy balıklar alınır. Takım
da buna göre düzenlenir. Yandaki şekillerde düzenlenen takımda olta 0.50mm,
beden 0.35-0.40mm, köstekler 0.30mm olmalıdır. Dikkat edilirse bu takım için
biraz kalınca misinalar seçtik, oysaki bu takımla pek büyük balık
yakalanmadığını belirtmiştik. Buradaki incelik şudur karagöz avında takım
kopartmamaya dikkat etmek gerekir. Takımı koparan balık av merasını allak
bullak ederek diğer balıkları da ürkütür ve av durur, ne zaman tekrar
başlayacağını da kimse bilemez. Bu özellikle yeldirme ve gece avlanmalarında
çok daha fazla etkilidir, fakat burada dir ikilem de söz konusudur. Takım ne
kadar ince ise o kadar da avcı olur ve yeldirme takımlarında beden mümkün olan
en ince seçilecektir ki verim artsın. Yine de her türlü karagöz avında takı kopartmamaya
özen gösterilmelidir. İğnelere gelince, kural 1 "sert damaklı, kuvvetli
çeneli, kesici dişleri olmayan balıkların avında kalın telli, kısa saplı
tercihen konik uçlu iğneler kullanılır". Karagöz de yukarıdaki tanıma uyan
balıklardan olduğu için bu tür bir iğnenin 1-2 numara olanlarından takım
donatılır, çapraz iğneler tercih edilir. Köstek boyları 12-15cm, köstek araları
bir kösteğin bitiminden 4-5cm mesafeli olmalıdır. Esas olarak bu takımda beden
uzun tutulmalı, bir kulaç kadar, köstekler geniş aralıklarla dizilerek daha
geniş bir alanda avlanma sağlanmalıdır. Derinliklere göre iskandil
100-150gr'dır. Şimdi takım hazır. Bu takımın yemleri deniz kurdu, midye içi,
baharda veya soğuk günlerde karides, sübye, kalamar eti parçası olabilir. Ne
yem kullanılırsa kullanılsın, yem iğneyi örtmeli, iğne ucu hafif
dokunmalarda bile takılacak kadar açıkta olmalıdır. Tarife uygun hazırlanıp
yemlenen takım merada demirli sandaldan dibe indirirlir. Sandalın demirli
olması gerekir kürekle yeride tutmaya çalışmak doğru olmaz hem yer kaybolur hem
de gürültü balıkları ürkütebilir. İskandil dibe değince takım ağırlık dipten
kesilmeden hafifçe gergin vaziyette apiko tutulur, vuruşlar beklenir. İlk
vuruşlara sabırla hareketsiz kalınır, balık yakalanır ise takımdaki titreme ve
tıkırtı sertleşir o zaman tasmalanarak iğnenin iyice oturması sağlanır ve balık
alınır.
Karagöz avında dibin kayalık olması sık rastlanan olaylardandır. Bu durumlarda
hem olta takımının hem de demirin dibe takılmamasına dikkat etmek gerekir.
Demirin takılmaması için alınacak tedbirler. Oltanın takılmaması ise sizin
becerinize bağlıdır. Takım el oltası ve makaralı takım olarak düzenlenebilir.
Kamışlı makinalı takım olması durumunda kamış 40-80gr. atarlı 2,7m boyunda
olmalı, makina 0.50 misinadan 100m alabilmelidir. Bu tavsiye edilen siz değişik
kombinasyonlar da yaratabilirsiniz. Genel eğilim el oltası olarak
düzenlemektir.
Pirçol Zokalı Takım
Pirçol, aslında tüm küçük zokaların genel adıdır. Bununla birlikte farklı
tipteki zokalara farklı isimler verilebilir. Pirçollar en fazla 5-10gr
ağırlıkta 8-10mm boyda olurlar.
Burada konumuz pirçolun kullanımı ve nerelerde kullanılacağı. Pirçol ile
kıyılarda, iskele üstlerinde sarkıtma gibi kullanarak izmarit, istavrit hatta
kefal gibi balıkları da yakalamak mümkündür. Bu durumda pirçolun yemi midye
içinden, sülüneze, akyeme kadar çok değişik olabilir. Pirçolun yaygın ve
bilinen kullanımlarından biri de serbest beden veya yeldirme olarak
kullanılması ve bu şekilde karagöz avıdır. Takımın düzenlenmesi alttaki gibidir.
Ama pirçolla karagöz avı için öncelikle bazı şartların yerine gelmesi lazımdır.
Birincisi takım yeldirme gibi kullanılacağından akıntılı yer bulunması şarttır.
Burun başları, anaforlar, farklı akıntıların karşılaştıkları yerlerde hem
akıntı yeterince hızlıdır pirçol kullanmaya olanak sağlar hem de karagöz gibi
pek çok balığın da yem beklediği, yemlendiği yerlerdir. Buraya dikkat etmek
gerek balıklar bazı istisnalar dışında genelde akıntı içinde yemlenmez,
akıntıların eteklerinde akıntı ile savrulup gelecek yemleri bekleyerek
yemlenirler. Akıntı rüzgar gibi atmosferik etkilerle ortaya çıkan yüzeysel
akıntı demek değildir. Suyun yoğunluk farkı, seviye farkı gibi herhangi bir
fiziksel nedenle kütle olarak akmasıdır. Bu akıntının su üstüne kadar yükselmesi
su üstünden de fark edile bilir olmasında, yer bulmak açısından yarar vardır.
Bu şartlar aslında yeldirme kullanımının temel şartlarıdır ve bu uygulamada
pirçol da serbest beden veya yeldirme gibi kullanılacağından dikkat
edilmelidir.
İkici olarak pirçol serbest bedenden farklı olarak gece değil gündüz ve
nispeten daha derince sularda kullanılır. Soğuk havalarda balıklar derinlere
çekildiklerinden civalanmış, yemlenmiş pirçolu balıklara göstermek pek mümkün
olmaz. O halde pirçol ile karagöz avı daha çok sıcak günlerde yani yaz aylarına
mahsus bir uygulamadır. Sıcak havalarda özellikle karagözler akıntı
kenarlarında yükselerek orta sularda hatta daha yukarılarda yemlenirler. İşte
bu pirçol için en verimli şartlar oluştu demektir. Takımın kullanımı karagöz
balığının hikayesi ve avlanması kısmının konusu olduğundan burada daha fazla
detaya girmeden geçiyoruz.
Nacak, akıntıların sert ve derinlşklerin fazla olması durumunda kıstırma
kullanılabilir. Her ne kadar bu takımda kopma durumunda kurtulan karagözün
diğer balıkları da ürkütüp kaçırması ve avın bozulması riski varsa da bedeni
ince tutmak verim açısından çok önemlidir. En ideal beden kalınlığı 0.25mm'dir.
Bazı durumlarda suyun bulanık olmasından yararlanarak 0.30mm kalınlığa
çıkılabilir ama temiz berrak sularda kalın beden karagöze görüntü vererek zaten
kurnaz ve ürkek olan balığın oltaya vurmasına engel olur. Pirçolun iğnesi
karagözün yukarıda anlatılan çene yapısına uygun sağlam olmalıdır. Ne yazık ki
her zaman bu amaca uygun zoka bulmak mümkün değildir, o zaman amaca en uygununu
seçmek gerekir. Bu takımın başlıca yemi kaya kurtları ve midyedir. Ama daha az
verimli de olsa yoklukta akyem, sülünez, kalamar, sübye etleri de
kullanılabilir. Hamur bu tür takımlara uygun değildir akıntı içinde kalan hamur
çabuk dağılır.
Yukarıdaki tanıma uygun av merasına gelindiğinde sandal oltanın düşürülmesi
gereken yere göre akıntı üstünde kalacak şekilde demirlenir, tonoza gerek
yoktur. Bu yer, genelde akıntıların kayalıkların önünde anaforlar yaparak devam
ettiği kaya arkalarının çalkantılı, balıkların yem bekledikleri yerdir. Bu
takım hafif akıntılı, karagözlerin yemlendikleri kayalık olmayan taşlık
kırmalık meralarda da kullanılır. Pirçolun diğer yeldirme uygulamalarında
olduğu gibi sandaldan bırakılıp akıntı ile av yerine gitmesi beklenmez, ava
pirçolu avlanmak istenen yere en yakın düşecek şekilde atılması ile başlanır.
Bundan sonra kendi ağırlığı ile dibe inen pirçole hafif hafif kalama verilerek
akıntı ile salınması ve sürüklenmesi sağlanır. Derinlikler taranarak yavaş
yavaş inen pirçol kaloma verilmesi durunca indiği derinlikten hafifçe
yükselerek akıntı ile salınmaya başlar, bu arada zaman zaman çekilip salınarak
salınmasının arttırılması, balığın kıskandırılması sağlanır. Bu takımla büyük
balık hedeflenmektedir, hem gece hem gündüz kullanılabilir, gece avları çok
verimli olur ve yakalanan balıklar genelde gündüz yakalananlara göre daha
iridir.
El oltası ve makinalı olarak düzenlenebilir. Makinalı olursa benim tavsiyem ve
kullandığım takım kamış 5-25gr atarlı 2,1m boyunda makina 0.30mm veya 0.40mm
misinadan 100m alacak kapasitededir.
Serbest Beden
Bu takım aslında yukarıda anlatılan pirçollu takımın değişik bir uygulamasıdır.
Pirçol yerine çıplak iğne takılarak oluşturulan takım serbest bedenli karagöz
takımı olarak kullanılır. Pek çok durumda bu takımda da kıstırma kullanılmaz.
Özellikle limanlar, balıkçı barınakları için yapılmış mendireklerin kaya
dolgularının olduğu yerde gece gündüz kullanılan takım geceleri iri karagöz
alabilir. Takımın iğnesi 1-1/0, yemi başta midye olmak üzere pirçolda
kullanılan tüm yemlerdir. Karagöz avında genel kural olarak yem ne olursa olsun
iğneyi tamamen doldurup kapatacak şekilde takılmalıdır. Takımın kullanımı
pirçole benzer yalnız çıplak iğne pirçolden daha hafif olduğundan daha
yukarılarda kalır yani aslında sert akıntılı sularda pirçol kadar başarılı
değildir, ama hafif akıntılarda da pirçoldan daha iyidir denebilir. Bu takımla
da özellikle gece avlarında iri balık alınabilir. Takımın olta kısmı
0.40-0.50mm misinadan, kıstırma kullanılan durumlarda aynı kalınlıkta kolçak
kullanılır, beden 0.25mm kalınlıkta 1,5-2 kulaç parlak misinadan yapılır.
Yeldirmeler
Karagöz avı için iki türlü yeldirme kullanılabilir. Bu takımda beden normal
yeldirme uygulamalarından farklı olarak daha uzundur. Yeldirmelerde beden 6
kulaçtan fazla olmaz iken bu takımın bedeni 8-10 kulaç hatta daha fazla bile
olabilir. Büyük balık yakalamak hedeflendiğinden iğne 1-1/0 kısa saplı, kalın
telli, çelik, çapraz iğnedir. Özellikle gece avlarında bu takımla sandaldan
büyük karagözler almak mümkündür. Yer bilmek kaydıyla tabikide. Takımın yemi
başta midye olmak üzere diğer takımlarla aynıdır yalnız akıntı altında
kullanılacağından hamur olmaz. Takımın kullanılışında ilk olarak karagözlerin
yemlendikleri bilinen akıntı altındaki kayalıklardan yeteri kadar uzakta sandal
demirlenir. Tonoza gerek olmasa da istenirse tonoza da almak mümkündür. Av
yerine genelde akşam üstü güneş batmadan gelinir ve demirlenir. Yemlenen
takımda ilk olarak iğne suya bırakılır ve akıntı ile açılırken beden salınır.
Beden açıldıktan sonra iskandil ve olta da indirilir. İskandili indirirken
acele edip kontrolsuz salmamalı yavaş yavaş kontrol altında indirmelidir. Bazen
balık iskandili indirirken de atlayabilir bu durumda eğer takımı kontrol edemiyor
isek balığa veda ederiz. İskandil dibe değince akıntının şiddetine göre, yemli
bedenin de asılması ile olta bel verebilir. Bel veren oltalar sağırlaşır kolay
kontrol edilemez, bu nedenle akıntıya direnerek takımı gergin tutmaya çalışmak
gerekir. Gerilen olta ipinde akıntı, vızıldayarak keman çaldırır, bu durum pek
istenen durum değildir ama ilk başlarda balığı ararken kısa süreli de olsa bu
şekilde davranılır. Balık yoksa iskandile kalama verilerek bir miktar uçması
sağlanır tekrar deneme yapılır. En son beklenen iskandilin akıntı etkisinden
kurtulup rahatlaması kontrolun artmasıdır. Aslında bunun anlamı "yemli
beden akıntı etkisinden kurtulup kuytuluğa düştüğüdür ki balıklar da zaten
genelde buralarda yem bekler. Artık iş kısmete kaldı kısmet varsa balık yeme
atlar, bundan sonrası size kalmış, tasmala, balığı kullan, takımı kopartmadan
sandala al.
Diğer bir yeldirme türü de mavrukalı takımdır. Donatılması yani yemi, iğnesi,
beden kalınlığı diğer takım ile aynıdır. Beden boyu balığın bulunduğu yere göre
istenilen kadar uzatılabilir. Mavrukanın ağırlığı sulara göre 200-300gr
olabilir. Yalnız bu takımın kullanımı zordur alışkanlık ister. Hele hele akıntı
sert ise mavrukanın takımı apiko tutması için ağır olması gerekir bu da takımı
sağırlaştırır. Yemli iğne akıntı altında kuytuya düşse bile mavruka akıntı
içinde askıda kalacağından kullanımı zordur. Doğru kullanılır ise verimi diğer
takımdan kötü değildir, hatta iki iğnesi ile daha da avantajlıdır.
Yeldirmeler el oltası olarak düzenlenmelidirler, makinalı kamışlı takım olmaz.
Yeldirmeler özellikle gece avında kullanılır demiştik. Gece avında dikkat
edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Mesela karagöz yeldirmesinde ışık
yakılmaz, gürültü yapılmaz, sandal içinde ayağa kalkıp gezilmez bunları
yaparsanız mis gibi deniz havasını alıp eli boş dönersiniz, balık olsa dahi boş
kalınır. Gece balığa çıkarken de gerekli emniyet tedbirlerini almak gerekir ki
bunlara lüferin zokalı avcılığında kısaca değinmiştik.
Savurma Dip Takımı
Bu takım özel bir şekilde oluşturulmaz, yukarıda tanıtılan köstekli sarkıtmalar
dere ağzı, mezbaha, balıkhane gibi yerlerin civarındaki kumluk temiz diplerde
savurma dip takımı olarak kullanılır. Kıyıdan atılan bu takımın en makbul yemi
kurtdur, bununla birlikte akyem, sülünez, midye, hamur da verimli olabilir. El
oltası olarak düzenlenebilse de kıyıdan avlanmada kullanıldığından makinalı
kamışlı takım daha doğru olur. Bu durumda kamış 3-3,5m 80-150gr kapasiteli,
makina 0.40mm misinadan 100m alacak büyüklükte olmalıdır.
İstanbul’da özellikle Sarayburnu'ndan Kumkapı'ya doğru olan kıyı şeridinde
kıyıdan makinalı kamışlı takımlarla yapılan gece avlarında kiloluk karagözler
rahatlıkla yakalanabilmektedir. Yem genelde kurttur. Kartal, Bostancı, Tuzla
taraflarında kıyılardaki kaya dolguların olduğu yerlerde de savurma dip
takımları ağırlıksız olarak yukarıda anlatılan serbest beden benzeri yöntemle
gece kullanılır ve gene kiloluk karagözler almak mümkündür. Yem olarak midye
veya kurt aynı geçerlikte kullanılabilir akyem de ilgi görür. Yalnız bu
bölgelerde her yer aynı verimlilikte değildir bazı yerlerde balık varken 100m
ileriye gitseniz boş dönersiniz. Araştırma, gözlem ve elbette sabır gerekir.
Şamandıralı Takımlar
Şamandıralı takımların kullanımı ve kullanıldığı yerler yeldirmelere benzer.
Farkı, yeldirmelerde yemli iğne suya indirilip akıntı ile balığa yollanırken
şamandıralı takımlarda yemli iğne akıntıya bırakılan şamandıra ile balığa
gösterilir. Bu takımın kullanıldığı yerler derince kayalıkların etrafı ve tabii
üzeridir. 20-40gr kapasiteli akıntılı sularda kullanmaya uygun tipte bir
şamandıraya balığın bulunabileceği derinliğe göre 1,5-2 kulaç beden bağlanır.
Balığın değişik derinliklerde olabileceği düşüncesi ile kayar takımı kayar
bedenli olarak hazırlamayı tavsiye ederim, bu şekilde kolayca beden boyu
değiştirilebilir. Takımın bedeni parlak misinadan 0.25mm, olta kısmı
0.40-0.50mm kalınlıktadır. İğne 1-1/0 karagöz iğnesidir. Yem başta midye olmak
üzere diğer tüm yemler kullanılabilir. Yemlenip şamandıraya uygun ağırlıkla
yüklenen takım demirli sandaldan veya kıyılardan akıntıya bırakılır serbestçe
uzaklaşması için oltaya bolca kaloma verilir. Balığın ilk vuruşlaruında acele
etmemeli şamandıranın tamamen batmasını bekleyerek bu anda süratle takımın
boşluğunu alarak tasmalamak gerekir. Geç kalınırsa veya acele edilirse balığın
yemli iğneyi atma riski vardır. Şamandıranın yüklenmesinde de dikkat edilecek
bir husus vardır. Başka balıklarda son derece hassas olarak yüklenmesi tavsiye
edilen şamandıra bu yöntemde şamandıranın taşıyabileceğinden daha az ağırlıkla
yüklenmelidir. Böylece balık yemi ağızladığında şamandıra batmaya fazlaca
direnç gösterecek iğnenin hafifçe de olsa damağa batmasına yardımcı olacaktır.
Bu arada da oltanın boşu alınarak takım tasmalanır balık yakalanır. Şamandıralı
takım istenirse makinalı takım olarak da düzenlenebilir. Bu durumda kamış
sandaldan 1,90-2,10m kıyıdan istenirse daha uzun veya aynı uzunlukta
kullanılır. Makina 0.40mm misinadan 100m alabilmelidir. Makinalı takımda
salınan şamandırada vuruş gözlenene kadar sarma teli açık tutulmalı zaman zaman
da elle olta ipi boşaltılarak şamandıranın akıntı ile uzaklaşması sağlanır.
Karagöz avında kullanılan başka bir şamadıralı takım yöntemi de başıboş bırakma
şamandıralı takımdır.
Lezzetli eti, zevkli ve zorlu avcılığı ile yakalayana prestijli amatör imajı
kazandıran karagöz amatör balıkçıların peşinde olduğu balıklardandır. Bazı
ülkelerde balık çiftliklerinde de yetiştirilen karagöz ekonomik değeri olan
balıklardandır. Tavası, haşlaması, buğulaması yapılır, kurutulmuş ve tuzlanmış
olarak da tüketilir.